İslam toplumunun en başta gelen özelliklerinden biri de iyilikleri emretme, kötülüklerden alıkoyma görevini üstlenmiş olmasıdır. Rabbimiz, bunu yapanların hayırlı bir ümmet olduğunu haber verir: "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah'a inanırsınız." (Âli İmran, 110)
Allah-ü Teala, Müslümanları Levh-i Mahfuz'da hayırlı bir ümmet olarak yazdı. İnsanlara hayırları söyleyip kötülüğü yaptırmama görevini verdi. Her türlü iyilik ve güzelliği içinde barındıran İslam dininin prensiplerini insanlara duyurma sorumluluğunu yükledi. Bu çok önemli görevi yapacak önde giden bir topluluk oluşturmalarını emretti: "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü yasaklayan önde giden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Âli İmran, 104)
İyilik ve kötülükleri öğretme görevini yerine getiren bir topluluk sayesindedir ki, insanlar Rabbimizin buyruklarını, İslam dininin güzelliklerini ve eşsiz insan örneği olarak gönderilen yüce Rasülümüzün (s.av) hayat tarzını öğrenirler. Allah Rasülü (s.av) Müslümanların kötülükler karşısındaki tutumları konusunda şöyle buyurur: "İçinizden biri, bir kötülük gördüğünde, onu eli ile düzeltsin. Eli ile düzeltmeye gücü yetmezse, dili ile düzeltsin.Buna da gücü yetmezse, o işe taraftar olmasın, kalbi ile kötülesin. Bu sonuncusu imanın en zayıf şubesidir." (Buhari)
Hadis uleması bu Hadis-i Şerif'i şöyle açıklar: "El", güç ve kudreti temsil eder. Gücü elinde bulunduran ise yöneticilerdir. Bu yüzden, kötülükleri el ile değiştirmek yöneticilerin işidir. Yöneticiler kanun, yönetmelik ve kararname gibi yöntemlerle kötülüğü oradan kaldırabilirler.
"Dil", söz, nasihat ve irşada işarettir. Kötülüklerden, ikna ve izah edici söz ile sakındıracak olanlar da alimlerdir. İlmi ile amil olan ulemanın yapması daha etkili olur.
Kötü bir fiilin "kalb" ile düzeltilmesi ise, diğer müminlere düşer. Halkın elinden gelen ancak budur. Kimin hangi şeye gücü yeterse onu yapmalıdır. Kötülüklere karşı tepkisiz kalmak, bir toplumu kaos ve yıkıma götürür.
Bu Hadis-i Şerif'te müminlerin, kötülükleri engellemek için el ile değiştirecek "yöneticiler", dil ile değiştirecek "alimler" yetiştirmeye çalışmalarına teşvik vardır.
İyiliği emretme, kötülükten alıkoyma görevini yapan bir kişi bu görevi sadece Allah rızası ve İslam dininin izzeti için yapmalı, dünyevi veya nefsani bir maksat gütmemelidir.
Ebu'l Leys Semerkandi'ye (r.a) göre, iyiliği emretme vazifesi yapan bir kimsede şu beş özelliğin bulunması gerekir:
1. İlim: Her hayırlı çalışma ancak bilgi üzerine kurulursa hedefine ulaşır.
2. İyilikleri yayma görevi yapan bir kimse Allah'ın rızasını istemeli, İslam'ın emirleriniyayma niyetinde olmalıdır.
3. Şefkat ve merhamet sahibi olmalı, sert ve katı kalbli olmamalıdır. Allahü Teala Musa ve Harun'a (a.s) şu emri verdi: "Fir'avn'a gidin, o hakikaten azdı. Ona tatlı söz söyleyin. Olur ki, söz dinler yahut Allah'tan korkar." (Taha, 43, 44)
4. Sabırlı olmak: Lokman (a.s) oğluna şöyle öğüt verdi: "Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Başına gelenlere sabret." (Lokman, 17)
5. Söylediklerini önce kendisi yapmalı: Allah-ü Teala şöyle buyurur: "Siz, insanları iyiliği emrediyor da kendi nefsinizi unutuyor musunuz?" (Bakara, 44)
Kötülüklere engel olmayan bir topluluk sonunu hazırlıyor demektir. Gelecek nesillere de zarar vermiş olurlar. Allah Rasülü (s.av) bu önemli görevi ihmal eden bir topluluğun akıbeti konusunda şöyle buyurur: "Hangi topluluk, içlerinde güçleri yettiği halde kötülük yapan birini alıkoymaya çalışmazlarsa ölmeden evvel Allah onlara umumi bir azaba uğratır."
Günah ve kötülükler açıktan işlenir hale gelirse, ondan bütün toplum zarar görür. Kötülükleri engelleme görevi yapanlar o toplumun sigortasıdır. Hele, günümüzde olduğu gibi, günah tacirlerinin arttığı bir zamanda, bu görevi yapmak daha önemli hale gelmiştir. Kötülüklere karşı tepki göstermek toplumun sağlıklı olduğuna işarettir. Peygamber Efendimiz'in (s.av) şu Hadis-i Şerif'i bu gerçeği apaçık ortaya koymaktadır: "Günahlar teşhir olunmadıkça İslam toplumu güvence altındadır." Zaten, kötülükleri engelleme görevi de günah ve kötülüklerin alenileşmesini engellemeyi amaçlar.